NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
27 - (2402) حدثنا
عبدالملك بن
شعيب بن الليث
بن سعد. حدثني
أبي عن جدي.
حدثني عقيل بن
خالد عن ابن
شهاب، عن
يحيى بن سعيد
بن العاص؛ أن
سعيد بن العاص
أخبره؛ أن
عائشة، زوج
النبي صلى
الله عليه
وسلم وعثمان
حدثاه؛
أن
أبا بكر
استأذن على
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم وهو
مضطجع على
فراشه، لابس
مرط عائشة. فأذن
لأبي بكر وهو
كذلك. فقضى
إليه حاجته ثم
انصرف. ثم
استأذن عمر.
فأذن له وهو
على تلك الحال
فقضى إليه
حاجته. ثم انصرف.
قال عثمان: ثم
استأذنت عليه
فجلس. وقال
لعائشة
"اجمعي عليك
ثيابك" فقضيت
إليه حاجتي ثم
انصرفت. فقالت
عائشة: يا
رسول الله! ما
لي لم أرك
فزعت لأبي بكر
وعمر رضي الله
عنهما كما
فزعت لعثمان؟
قال رسول الله
صلى الله عليه
وسلم "إن
عثمان رجل حي.
وإني خشيت، إن
أذنت له على
تلك الحال، أن
لا يبلغ إلي
حاجته".
[ش
(مرط) هو كساء
من صوف. وقال
الخليل: كساء
من صوف أو
كتان أو غيره.
وقال ابن
الأعرابي
وأبو زيد: هو
الإزار. (ما لي
لم أرك فزعت)
أي اهتممت
لهما واحتفلت
بدخولهما.
هكذا هو في
جميع نسخ
بلادنا: فزعت.
وكذا حكاه
القاضي عن رواية
الأكثرين.
قال: وضبطه
بعضهم: فرغت،
وهو قريب
من معنى الأول].
{27}
Bize Abdulmelik b. Şuayb
b. Leys b. Sa'd rivayet etti. (Dediki): Bana babam, dedemden rivayet etti. Bana
Ukayl b. Hâlid, İbni Şihab'dan, o da Yahya b. Said b. Âs'dan rivayet etti. Ona
da Said b. Âs haber vermiş; ona da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Seliem)'in
zevcesi Aişe ile Osman rivayet etmişlerki:
Ebû Bekr, Resûlullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanına girmek için izin istemiş. Resûlullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Âişe'nin çarşafına bürünmüş olarak döşeğinin
üzerine uzanmış imiş. Kendisi o halde iken Ebû Bekr'e izin vermiş ve onun
hacetini görmüş, sonra o gitmiş. Bilâhare Ömer izin istemiş. Aynı halde ona da
izin vermiş ve onun da hacetini görmüş. Sonra Ömer gitmiş. Osman demişki: Sonra
yanına girmek için ben izin istedim. Hemen oturdu. Âişe'ye de:
«Elbiseni üzerine
topla!» dedi. Ben de hacetimi gördüm. Sonra ayrıldım. Bunun üzerine Âişe :
— Yâ Resûlallah! Acep
neden Osman'dan endişe ettiğin gibi Ebû Bekr'le, Ömer (Radiyallahû anhuma'dan
da endişe ettiğini görmedim! demiş. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
«Şüphesiz Osman utangaç
bir zattır. Ona bu halde girmek için izin versem hacetini bana
ulaştıramıyacağından korktum!» buyurmuşlar.
27-م - (2402) حدثناه
عمرو الناقد
والحسن بن علي
الحلواني
وعبد بن حميد.
كلهم عن يعقوب
بن إبراهيم بن
سعد. حدثنا
أبي عن صالح
بن كيسان، عن
ابن شهاب. قال.
أخبرني يحيى
بن سعيد بن
العاص؛ أن
سعيد بن العاص
أخبره؛ أن
عثمان وعائشة
حدثاه؛
أن
أبا بكر
الصديق
استأذن على
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم فذكر
بمثل حديث
عقيل عن
الزهري.
{m-27}
Bize bu hadisi Amru'n-Nâkıd
ile Hasen b. Ali El-Hulvâni ve Abd b. Humeyd hep birden Ya'kub b. İbrahim b.
Sa'd'dan rivayet ettiler. (Demişki): Bize babam Salih b. Keysan'dan, o da İbni
Şihab'dan naklen rivayet etti. (Demişki): Bana Yahya b. Said b. Âs haber verdi.
Ona da Said b. Âs haber vermiş. Ona da Osman ile Âişe rivayet etmişlerki,
Ebû Bekr'i Siddik,
Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)"in yanına girmek için izin
istemiş...
Ve râvi, Ükayl'in
Zühri'den rivayet ettiği hadis gibi nakletmiştir.
İzah:
Bu hadis uyluk avretten
değildir diyen Mâlikiler'le, onlara muvafakat eden diğer bir takım ulemânın
delillerindendir. Fakat Nevevi'nin de beyân ettiği vecihle hadis onlara delil
olamaz. Çünkü râvi Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in uylukları mı, yoksa
baldırları mı açık olduğunda şekketmiştir. Şüphe gösteren bir delille ise kat'i
hüküm isbat edilemez.
Hadis-i şerif Hz.
Osman'ın meleklerce bile hürmete değecek kıratta büyük bir zat olduğuna ve
utanmanın Melek sıfatlarından sayılacak kadar güzel bir haslet olduğuna delildir.